Asya Hun Devleti’nin önemi Türk tarihi açısından çok büyüktür. Türkler, M.Ö. 220’ye kadar boylar halinde bağımsız bir şekilde yaşıyorlardı. Teoman, bu boyları bir araya getirerek M.Ö. 220 yılında Hun Devleti’ni kurdu. Türklerin bir araya gelmesi bölgeye hakim olmak isteyen Çinlilerin işlerini daha da zorlaştırdı. Çünkü dağınık halde bulunan Türkleri yenmek birlik olan Türkleri yenmekten daha kolaydı. Teoman, 11 yıl boyunca hükümdar oldu. Bu zaman içerisinde Çin’e seferler düzenledi ve Çin topraklarının bir kısmını ele geçirdi. Teoman, yerine varis olarak Mete yerine başka bir oğlunu gösterdi. Bunun üzerine Mete, hazırlıklar yaptı. Askerlerini eğitti ve Babası Teoman’ı öldürttü. Böylece Hükümdar oldu.
Tahta oturur oturmaz ilk işi kendisine karşı gelenleri öldürtmek oldu. Orduya birçok yenilik getirdi. Dağınık halde bulunan orduyu düzenli hale getirdi. Savaşta, geri çekiliyormuş gibi yapıp, düşman ordusunu bir çember içerisine alarak pusuya düşürme taktiğini geliştirdi. Bu sayede devletin sınırlarını geliştirmeyi başardı. “Büyük Kurultay” adlı bir danışma meclisleri vardı. Hükümdar bu mecliste bulunanların fikrini alırdı. Ancak yine de son söz hükümdara aitti.
Türk akınlarını durduramayan Çinliler, çözüm olarak günümüzde halen bir kısmı ayakta olan Çin Seddi’ni yapmayı buldular. 2.450 kilometre uzunluğunda bir set yaptılar. Kurdukları devlet teşkilatlanması sayesinde devlet yönetimini kolaylaştırdılar. Mete’den sonra gelen hükümdarlar, lüks içerisine girdiler. Çinli prenseslerle evlendiler. Bu prensesler, sarayda entrikalar çeviriyorlardı. Hükümdar ve kardeşinin arası açıldı ve M.Ö. 54 yılında Hin Devleti, Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldı. Doğu Hun Devleti, Çin’in egemenliği altına girdi. Batı Hun Devleti ise bir süre dayansa da bu durum uzun sürmedi ve aynı şekilde Çin’in egemenliği altına girdi. Çinlilerin baskısına daha fazla dayanamayan Türkler, Kavimler Göçü’nü başlattılar. Batı’ya doğru göç ettiler ve Avrupa’da, Avrupa Hun Devleti’ni kurdular.
Categories: Ana Sayfa