Balon denilince aklımıza şişirilen ve çocukların oynadığı küçük balonlar gelebilir. Ama biz bu balonlardan değil daha büyük içerisine sıcak gazlarla doldurulduğu zaman uçabilen balonlardan bahsedeceğiz. Balon bu kadar küçümsenmemelidir. Bu balonlar bütün hava taşıtlarına öncülük etmiştir. Balonlar kumaştan veya ipekten yapılır ve uçması için de içerisine helyum ya da hidrojen gazlarından birisi doldurulur. Yapılan balon o kadar sağlam yapılmalıdır ki dışarıdan içeriye hava girmemeli ve içerideki gaz dışarı çıkmamalıdır. O zaman balonun uçma özelliği kalmaz. Bu balonun altına da sepet bağlanır. Bu sepet sayesinde, balondan insanlar faydalanabilirler.
İki tür balon vardır. Birincisi insanların turistik amaçla kullandığı balon türüdür. Bu balona insanlar binebilir ve balonla birlikte uçabilirler. İkinci ise daha çok hava tahminleri için kullanılan ve havada serbestçe dolanan balon türüdür. İki balon türü de insanlara ayrı şekillerde hizmet etmektedir.
Balonun çalışma sistemi çok basittir. Balonun içerisine doldurulan gazlarla balonun içindeki havanın, dışındaki havadan daha hafif olması sağlanır. Hafifleyen balon yukarı doğru yükselmeye başlar. Balonun içindeki havanın ağırlık seviyesine kadar çıkana kadar yükselmeye devam eder. Bu sistem kullanılarak balon aşağı ve yukarı doğru hareket ettirilir. Çalışma sistemi bu kadar basit olmasına karşı balonun dezavantajları bulunmaktadır. Rüzgarlı havalarda balonların kullanılamaması ve iniş kalkışın kısıtlı olması sebebiyle günümüzde karşımıza pek çıkmamaktadır.
Balonun Tarihçesi
Balonun bulunması 1782’ye kadar dayanmaktadır. Joseph ve Etienne Montgolfier kardeşlerin kaldırma kuvvetini bulmaları ile ortaya çıkmıştır. Bir torbanın içerisini yaktıkları ateşin dumanı ile doldurarak ilk balonu yaptılar. Torbanın uçtuğunu gören kardeşler durmadılar ve yaptıkları buluşu geliştirmeye devam ettirdiler.
Bir yıl sonra herkese duyurmak için büyük bir balon yaptılar. Köylerinde herkesin görebileceği yerde bu balonu uçurmayı başardılar. Uçan balon 2 kilometreye yakın yükseldi. Bunu gören köylüler şaşkınlıkla balonu izlediler.
Henry Cavendish’in hidrojen gazını bulması balonun daha da gelişmesini sağladı. Balonu, hidrojen gazıyla doldurup, havalandırmak ilk Cesar Charles’in aklına geldi. Yaptığı balonun içini hidrojen gazıyla dolduran Charles, balonu daha yükseğe çıkartmayı başardı. Ama ne kadar yükseğe çıkarırsa çıkarsın hidrojen gazı balonlar için uygun değildi. Hidrojen gazı çabuk alevlenen bir gazdı. Bu sorunu hidrojen gazının yerine helyum gazının kullanılması çözdü.
İnsanlar yapılan ilk balonların insanları taşıyacağını bilmiyorlardı. Çünkü yükseklikte insanların hayatta kalacağını ve sağlam bir şekilde uçup tekrardan geri yere inebileceklerinden emin değillerdi. Bunu görmek için de uçan bir balonun alt kısmına hayvanları bağladılar. Hayvanların sağlam bir şekilde yükseldi ve yere indiler Bundan sonra balonun alt kısmına sepet bağlandı ve ilk uçuş denemesi yapıldı. Balonla gönüllü olarak iki arkadaş uçtular. Havaya yükseldiler. 30 dakika havada kaldıktan sonra sağlam bir şekilde yere inmeyi başardılar. Bunu gören insanların balona olan ilgileri arttı. Balonları geliştirmek için çalıştılar. Havada insanlarla birçok deney yaptılar. Balonla en yükseğe çıkma rekorları kırmaya çalıştılar. 1930 yılında bilim adamları atmosferi incelemek için balonları kullanmaya başladılar bu balonlar insansız balonlardı. Üstlerinde sadece cihazlar vardı. Günümüzde balonlar polyester ve polietilenden yapılmaktadır. Daha sağlam olması ve gazı kaçırmaması için bu malzemeler kullanılmaktadır.
Categories: Ana Sayfa