- Biz kendimizi bir şeyler sanıverdik işte.
- Okumak istediğim kitapları ölmeden okuyabileceğimi sanmıyorum ya, durmadan yeni kitaplar alıyorum, dayanamıyorum onlara; okuyorum ama, isteğimce okumak için günümün altı saatini, gözüm kapalı, bu işe verebilmem gerek.
- Kopmak, bağlanmak kadar doğal değil mi?
- Biraz gizemli, biraz şiirli bir şey göster insanlara; unuttukları, gömdükleri duyguları, duyarlıkları, içlilikleri biraz kışkırt; ne zamandır geride bıraktıklarına inandıkları birtakım çocukluk korkularını, kaygılarını, çekingenliklerini karıştırıp bulandır; ondan sonra da istediğini yaptır onlara.
- Dile getirmek isteyip söylemekten çekindiklerimiz vardı.
- Ölüler her şeyi bilir; öğrenmenin yolu da ölmektir.
- Arada bir, inanılmaz şeyler de oluyor; olmasa, umut diye bir şey kalır mıydı zaten?
- Kimseler gelmesin yanıma. İçten sevinç taklidi ile selamlaşmaya mecbur olmayalım.
- Tümcelerin hepsi, günlerin, yılların, gezilerin, denizlerin, inançların, ölümlerin, kaçışların hepsi belki burada biter, bitmeli.
- Durmadan okumaktan söz ediliyor. Evet, ben de bir ömür boyu bunu yaptım, durmadan okudum, okudum ama, şimdi düşünüyorum, durmadan okumak, yani birtakım kitapları okumuş olarak rafa kaldırmak, bir yerlere yerleştirmek, şunları okudum demek mi amaç? Olmasa gerek. Bütün bunlar bize bir şeyler düşündürecek, bir şeyler gösterecek, bir şeyler anlatacak, kendi kendimizi belki daha iyi anlayacağız, hem kendimizi belki daha iyi tanıyabileceğiz, kendi kendimizi derken ille kendimizden söz etmek de istemiyorum, kendimizi, dünyamızı, dünyayı, insanları, oyunları, ilişkileri başkalarının aracılığıyla ya da başkalarının yardımıyla tanımlamak çok önemli; tabii bunun için de buna dikkatimizi çevirmemiz gerekiyor. Yetkin davranmamız gerekiyor okumamızda, bakmamızda, dinlememizde.
- Rüzgarı kemiriyor gözyaşları başka bir şey duyulmuyor, ağıttan.
- İnsan okumaya meraklıysa, birçok kitabı okumak ister, alır.
- Düpedüz söylenen doğruların pek az insana “güzel” geldigini öğretmemisler miydi kendisine?
- Kitap aracılığıyla zenginlik ya da beğeni inceliği gösterisi, kitap dışında yaşam bilmemek, bilgililiğiyle övünmek… Pek anlamsız göründü bunlar bana.
- Aynalarda çoğalır gibi çoğalıyorum, yorgunluğa, öfkeye, üst üste yığılan tersliklere…
- Aşırılıklarında kendisine dokunulmayacağını bilmek, kişiyi, eylemlerinin büsbütün azgınca olmasına götürür.
- Böyle bir şey anımsıyor. Geçmişin belli belirsiz bir kıpırtı içindeki durgun sularının karanlığında.
- Bir dili bilmek dendiği zaman, o dilde düşünebilmektir usuma gelen.
- Kedi sever gibi sevmemeliyiz sevdiklerimizi.
- Bir şeyi anlayabildiğimiz sürece ona yenilmenin sözkonusu olamayacağını çok düşünmüşümdür.
- Kendimi bir ona göstereceğim. Ondan sonra öleceğime göre önemi kalmaz. Bir ona göstereceğim, çünkü, bir yerinden yırtılmamış bir gizliliğin de tadı yoktur.
- O dillerin üzerinde dünyaya bakmasını unutmamış bir çift göz varsa, söylenenler de biraz değişik oluyor.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
Categories: Ana Sayfa, Sözler
Tagged as: Alıntı, Bilge, Bilge Karasu, Bilge Karasu Sözleri, Bisöz, Karasu, Kitap, Kitap İle İlgili Sözler, Söz, Sözler, Yalnızlık Sözleri, Yazar, Şair