Coğrafi Keşifler, Avrupalı denizcilerin Ümit Burnu’ndan geçerek Hindistan’a ulaşması şeklinde kısaltılabilir. Coğrafi keşiflerin bir çok nedeni vardır. Ticaret yolları Müslümanların, özellikle de Osmanlı İmparatorluğu’nun elinde bulunuyordu. Yapılan her ticarette Osmanlı’ya vergi ödenmek zorundaydı. Bu vergiler Osmanlı’nın gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturuyordu. Osmanlı’nın gücünün zayıflaması için bu ticaret yollarının kullanılmaması gerekiyordu. Aynı zamanda ödenen vergiler ürünün maliyetini de yükseltiyordu. Doğu’nun zenginlikleri batıya aktarılmak ve seyahat süresi kısaltılarak zamandan da tasarruf edilmek isteniyordu.

Zamanla Avrupa’da teknoloji gelişmişti. Özellikle gemiciler için büyük önem arz eden pusulayı öğrenmişlerdi. Okyanuslarda seyahat edebilecek ve büyük dalgalara dayanabilecek kadar büyük gemi yapmayı da öğrenmişlerdi. Eskiden insanlar dünyanın düz olduğunu ve denizlerin de bir yerde bittiğine inanıyorlardı. Daha böyle bir sürü hurâfeye inanıyorlardı. Son zamanlarda, insanlar bu hurafelere de inanmaz oldular. Bu da denizcilerin korkusuz bir şekilde denizlerde ve okyanuslarda hareket etmelerine neden oldu. Bu nedenlerden dolayı yola çıkan kaşifler, Afrika Kıyı’larını takip ederek Ümit Burnu’nu keşfettiler. Oradan da Hindistan’a geçtiler. İlk keşif çalışmaları 14. Yüzyılda başladı. 15 yüzyılda ise yapılan keşif sayısı daha da arttı.

Coğrafi keşiflerin bir çok nedeni olduğu gibi bir çok da sonucu olmuştur. Sonuçları dünyadaki dengeleri değiştirmiştir. Bu sonuçların en başında yeni ticaret yollarının ortaya çıkması ve İpekyolu gibi ticaret yollarının önemini kaybetmesi gelmektedir. Hurâfelerin hiçbirinin de gerçek olmadığı anlaşılmıştır. Yeni yerler ve kültürler keşfedildi. Kilise’ye olan güven azaldı.