- Ey akıl sahibi! Gül dikenle beraber bulunur. Senin dikenle ne işin var, gülü demet yap… Eğer tabiatında yalnız kusurları görmek varsa tavus kuşunda çirkin ayaktan başka bir şey göremezsin.
- Nimet içinde iken dostluktan söz açıp, kardeşim! Diyeni dost sayma. Dost, dostunun elini onun perişanlığında, çaresizliğinde tutan kimsedir.
- Eğer cenk eri isen, öyle bir kimseyle savaş ki, ya ona ihtiyacın olmasın, ya da kaçıp ondan kurtulabilesin.
- Hırs azgınlığı akıllı adamın gözünü bağlar; tamah, kuşu da balığı da tuzağa düşürür.
- Kendisinden fazlasıyla iyilik gördüğün kimseye fenalık etmen insanlık değildir.
- Birinin gönlünü bir kere kırdın mı, sonradan yüz türlü iyilik etsen de, o bir tek kırgınlığın öcünden sakın. Temren yaradan çıkar, acısı gönülde kalır.
- On derviş bir kilimde uyurken iki padişah bir dünyaya sığmaz.
- Gönlünün perişan olmasını istemiyorsan, perişan olanları gönlünden çıkarma.
- İnsan, ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır!
- Her an sana lütufkar olan kişi bu uzun zamanda bir defa sana sitem ettiyse onu hoş gör.
- Ey insanoğlu! Adının unutulmamasını istersen, çocuğuna ilim, hüner, marifet öğret ve onu akıllı fikirli yetiştir. Böyle yaparsan, arkanda seni rahmetle anan bir kişi bırakmış olursun.
- Asık suratlıdan bir şey isteme, onun kötü huyundan elem duyarsın. Gönlünün gamını anlatacaksan bir kimseye anlat ki, yüzünü görünce ferahlayasın.
- Düşün, sesini ondan sonra çıkar ve “ kes “ dedirtmeden önce sözü kes.
- Tahammül sana önce zehir gibi görünür. Fakat tabiatına kök salınca bal kesilir…
- Allah’ı tanıyan bir yabancı için, O’na yabancı olan bin hısım feda.
- Methü senâ ipiyle kuyuya inme, Hatem gibi sağır ol da kendi ayıplarını dinle…
- Dünya dirliği çöl gibi rüzgarı gibi geçti. Acılık da, tatlılık da, güzel de, çirkin de geldi gitti. Zalim sandı ki bize zulmediyor; ettikleri kendi boyunda kaldı, bizden geçip gitti.
- Dostların sohbetinden ıstırap duyarım. Çünkü çirkin huylarımı güzel gösterirler. Kusurumu hüner ve olgunluk sayarlar, dikenimi gül ve yasemin yaparlar. Nerde o pervasız, küstah düşmanlar ki, bana benim ayıbımı göstersinler
- Kendi ekmeğini yiyip oturmak, altın kemer takıp el pençe divan durmaktan hoştur.
- İçini yemekle doldurma ki orada marifet nuru göresin. Burnuna kadar tıkındığın için hikmetçe boşsun.
- Fareyi tutarken kedi aslandır; kaplanla savaşınsa fareye döner.
- Salih adam dilenirse ancak kendi nefsinden dilenir ve ondan hırsı terk etmesini ister. Çünkü her saat “ver” diyen bir nefis, sahibini zillet içinde köy köy dolaştırır.
- Eşeğini düşman, vergisini de sultan alıp gittikten sonra o memleketin tacında, tahtında ikbal kalır mı?
- Ağızda dil nedir, a akıl sahibi? Hünerli kimsenin hazine anahtarı değil mi? İçerdeki cevahirci midir, çerçi midir, kapı kapalı iken kim ne bilecek?
- Girerse hasta öküzün biri otlağa, bulaştırır hastalığı bütün köy öküzlerine.
- Allah adamı ekmeğin bir yarısını yerse öbür yarısını yoksullara verir. Padişah, yedi ülkeyi alsa bile, bir başka ülkenin sevdasındadır.
- Ey akıl sahibi! Gül dikenle beraber bulunur. Senin dikenle ne işin var, gülü demet yap… Eğer tabiatında yalnız kusurları görmek varsa Tavus kuşunda çirkin ayaktan başka bir şey göremezsin.
- Ey fakir! Sen halk yolunda oyun çocuğu sayılırsın. Büyüklerin eteğini bırakma. Mayası bozuk kişilerle düşüp kalkarsan, izzet ve vakalarını kaybedersin. O halde büyüklerin eteğine yapış. Talebeler çocuktan daha acizdir. Hocalar ise muhkem duvar gibidir. Yeni yürüyen çocuk duvara tutunarak yürür. Sen de yeni yürüyen çocuk gibi alimlerin muhkem duvarına tutunarak yürü.
- Büyük kalarak yaşamanın şartı odur ki her küçüğün kim olduğunu bilesin.
- Allah’ın kapısından kovulan kimse her yana koşar. O’ nun çağırdığı, kimsenin kapısına koşmaz.
- İnsanla birlikte büyüse bile, kurdun eniği yine enik olur.
- Öğüdü, tesir etmeyeceğini bildiğin bir kimseye verme, ey şaşkın. Elinden dizgini kaçırmış olan zavallıya, “oğlum yavaş sür” denmez…
- Düşman bir kusur bulunca, büyüklerin kalplerini dağlar. Ateş, ufacık şeyle de alevlenir. Fakat koca koca ağaçları tutuşturmak mümkündür.
- Ben kimsenin gönlünü kırmayabilirim. Ama hasetçiye ne yapayım, o kendiliğinden azap içinde.
- Bilge, söylenmemesinden zarar geleceği zaman söze başlar ve yememekten canına doyduğu zaman lokmaya uzanır. Şüphesiz sözü hikmet olur, yemesi de sağlık getirir.
- Yaptığı sözüne uymasa bile, bilginin sözünü sen candan dinle. İddiacının lafları boştur. Uyuyan uyuyanı nasıl uyandırır.
- Her ormanı boş sanma belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
Categories: Ana Sayfa, Sözler
Tagged as: Akıl, Allah, Anlamlı Sözler, Bilge, Bisöz, Din, Dini Sözler, Güzel Sözler, Sadi, Sadi Şirazi, Sadi Şirazi Sözleri, Söz, Sözler, Sözleri, Şeyh, Şeyh Sadi Şirazi Sözleri, Şirazi, İslam