Etiket: Erdem Beyazıt şiirleri listesi

Şehrin Ölümü Şiiri – Erdem Beyazıt

Giriş:Duvarlar çıkıyor önümeŞehrin mahpus yüklü duvarlarıHiçbir sır kalmamış ardında hiçbir duvarınNereye gitti diyorum benim elbisem neredeŞehir soyunmuş diyor biriŞehrin elbisesini çalmışlarBütün şehir çöküyor yüzünde bir insanınŞehir boğuluyor içinde insanların kan gibi bir sesleMor bir kabus çöküyor üstümüzeParkta son ağaç da ölüyor intiharı hatırlatan bir ölümleVeda çizgisiKalabalık toplanıyor büyük […]

Soru Şiiri – Erdem Beyazıt

Artık beni parktaki ağaç bile anlamıyorSiyah kedinizin kuyruğunda sallanan zamanBir zamanlar sevinçle giyindiğimAk bir güvercin kanadı gibi gururla giyindiğimTemiz ve mavi giysim değil artık.Yalnız imkansızlığı mı anlatır bir bulutYağmaya hazır bekliyorsa gökyüzünde. ERDEM BEYAZIT BÜTÜN ŞİİRLERİ

Karanlıkta Korkan İdamlıklar – Erdem Beyazıt

Bak sabah olmuşSağ elim kement gibi bak sana uzattım Ben karanlığım korkma ben karanlığımSessiz sabahların korkak idamlıkları kalkın Ben sizi mavi sabahlara sararım. Yeni bir çağa giriyoruz bakınEn serseri bombalar ensesinde kimsesizliğinÖcünü kusuyor önünüzeBunalan sessizliğin. Ey sarı benizli idamlıklar kalkınYeni bir çağa giriyoruz bakın. Beyaz çarşaflarla al kanlar […]

Soluyan Deniz Şiiri – Erdem Beyazıt

Bir çığlık düştü karanlıklardanIssız denize Ses beton gibi buz tutuyorduBir takım gölgeler gidip geliyorduAy ışıkları gidip geliyorduDeniz yaralı bir tay gibi soluyordu. Kim bizi çeken ayaklarımızdanSuyun yumuşaklığınaYerin katılığınaGöğün karanlığına. Bir göz bizi denetliyor – bu muhakkakBir çığlık boğuluyor denizde – bunu iyi duyuyoruzBir ışık kesiyor karanlığı bir ustura […]

Sürüp Gelen Çağlardan – Erdem Beyazıt

Yeryüzü bana mescit kılındıAnt verdim toprak şahit tutulduHer sabah her öğle her akşamİkindiyle yıkanarak yatsıyla donanarakSeslerden bir sesle fırınlanıpSulardan polatlanan benim. Geldim durdum önünde işte bir anıt gibiSıyırarak sırtımdan bir yılan giysisini. Evet bir hançer ağacı gibi büyüyor içimde acıDağlardan bir dağ gibi kabaran yüreğimde.Kargaların sırtlanlarla anlaştığı bir […]

Ölüme Saygı Şiiri – Erdem Beyazıt

Ölüm bir melek elinde gelirVe öper usulca çocuk yüzleri.Belki bir gün kurtuluruzKarıncaların yolunu şaşırtan ince rüzgarlarlaKaplumbağaların hasret kaldığı derin tepelerdeÇocuk gibi bakalım mavi sularaŞehirlere bakalım insanlığımızı eskittiğimizSislerden dumanlardan yollara atılanmısır koçanlarındanBelki tutarız birgün belki kurtarır biziSimsiyah saralım bezlerle dağları rüzgarlarıGül bahçeleri ağlasınDallarda salınan çocuk salıncakları ağlasınKırmızı balonlar bizsiz […]

Sabah Koşusu Şiiri – Erdem Beyazıt

İlk güneşi duyuyoruz etimizdeDerimizde ansızın kaçak bir rüzgar yakalıyoruzBir serinliyoruz bilseniz bir serinliyoruzHer gün gidip beş vakitDenizi öpsek yeridir. Bir karınca durmuş yaşamayı anlatıyorBir dinliyor böcekler görseniz bir dinliyorBir çoban yıldızları sayıyorBir arabacı şapkasını atıyor havaya. Sabah oluyor yalınayak koşuyoruz yeni bir çağaDerin asfaltları duyuyoruzSıcaklığını duyuyoruzBazen bir serinlik […]

Hicret Burcundan Şiiri – Erdem Beyazıt

Elveda Vatanım; doğduğum toprakBedenimin eczası;Akan suyu biten meyvasıDamarlarımda kan olan!Acizlendiğimde gözyaşları dökerekÜstünde umutlar yeşerttiğim;Sokaklarını, bahçelerini, çeşmeleriniEzbere bildiğim.Anılarımın tarlası;Kimliğimin mayası;Çocuklarımı büyüttüğüm;Kadınımla paylaştığım;Anamı babamı emanet ettiğim toprak,Elveda! ERDEM BEYAZIT BÜTÜN ŞİİRLERİ

Ölü Vakitleri Yaşamak İhtiyar Evlerde – Erdem Beyazıt

Duvarları çatlakTavanı dökülmeye hazırTemelinde bitlerin karıncaların ince bacaklı böcekleringezindiğiİhtiyar evlerdeZamanı çekip üstümüzeÖrtüyoruz kirli ve açık yerlerimizi.Bir şey mi varSandık diplerinde saklanan merdiven altlarındaunutulanAhır köşelerine atılmış paslı çivilerine asılmış duvarlarınNedir bizi bağlayan bütün bunlara ve geçen zamana.Siz oturdunuz mu hiç kıldan ince uçurumlardaBiz yatıyoruz her gün beli bükülmüş duvar […]

Güneşçağ Savaşçıları Şiiri – Erdem Beyazıt

Gözlerinde gök sancısıİçlerinde okyanus uğultusu uzun mızraklarlayararak karanlığıGelip dayandılar şehrin sivrilmiş tırnaklarınaÇarpık dudaklarıyla kırpılmış saçlarıylaSoyguna uğramış yüzleriyleBarbar ellerin işgal ettiği sonra terk ettiğiHarabe kadınlarGidip gidip gelirlerdi camekanlı çarşıdaBu kirazı kim yer kim satarHangi savaştan arta kalmış bu çocuklar.Sonsuz devirleri aşarak savaşçılar geldilerVe akşamın ipini kestilerGece putun üstüne devrildi […]

Güvercinler Şiiri – Erdem Beyazıt

Bir ağaç bir mezartaşını yutuyordu çarşıkapıda“İçimizde kıpırdanırken İstanbul”Bir çocuk mabedlerin susamışlığını satıyorduSesini hatırlayamadığımız bir su testisindeGüneş sanki günahımızdı üstümüzde. Sonra bu güvercinler niye varlarBir anıyı yaşatmak için miÖlümsüz bir ses mi taşımak için ötelereAvuç içlerinde camilerin. ERDEM BEYAZIT BÜTÜN ŞİİRLERİ

Kuş Sayfaları Şiiri – Erdem Beyazıt

Bir tren atılır kurşun gibi geceyeDemir gibi gök yüklü tren karanlığın ürpertisine girerkenÖtede kuşlar derlenir ana olurken bir gün doğumunaKent horozlarla uyanır sularla gerinir zamanageçerken ezanlaSayfalar sayfa olurken Kuran’laBir kuş yağmuru boşanır bilmediğim bir yerdenBir boranın patladığı bir yerden ERDEM BEYAZIT BÜTÜN ŞİİRLERİ

Dağlar Şiiri – Erdem Beyazıt

Burçlarında ceylan taşıyan yücelere eyAyın hüzün saati gözlerindenKuytu yerlerine sümbüller dökülenNergisler açan eteklerindeGöklerden muştular indiren güvercinleriyleDorukları bembeyaz yaşmaklarıylaGüneşe uzanan ağaçlarıylaZamanı hiç geçmeyecekmiş gibi donduranEy bir yanıyla derin sulara dayananEy dağlar nerdesiniz ey. Kim bizi senden koparanHangi ses çağıran bulvarlaraDengemizi bozan intihar vitrini bulvarlara ERDEM BEYAZIT BÜTÜN ŞİİRLERİ

Önden Gidenler İçin – Erdem Beyazıt

‘Sait Mutlu, Sabri Arslan, Mehmet Emin Balyan, Ahmet Yücel’in aziz hatıralarına’ Onlar gittilerYalnız bir yemin kaldı aramızdaBen şimdi bu yandaKasılmış çıplak bir kurşun gibiyimNamluda. Onlar gittilerTopraktan bir işaret taşıyarak alınlarındaBen şimdi bu yandaGerilmiş bir an gibiyimDoğumla ölüm arasına. Onlar gittilerGelen zamandan bir haber gibiydiler.Ben şimdi bu yandaİçilmiş bir […]

Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair – Erdem Beyazıt

“Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’Öyle değildi bu türkü bilirimBir de içime-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerekBazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelenHaberler bilirim mektuplar bilirim. Gamdan dağlar kurmalıyımKayaları kelimeler olanKırk ikindi saymalıyımKırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarımaSaçlarının akışını anar anmaz omuzlarındanBaştan ayağa ıslanmalıyımGam dağlarına çıkıp […]