Kervansaray, İslam medeniyetinde görülen ve ticaret yolları üzerinde görülen konaklama yerleridir. Selçuklu Devleti zamanında kervansaray yapımına önem verilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde de kervansaray yapımına devam edilmiştir. Kervansaraylar, dönemin devletinin ve insanının hem ticarete hem de hayır işlerine ne kadar çok önem verdiğini göstermesi açısından çok önemlidir.

İlk dönemlerde askeri amaçla yapılmış yapılar vardı. Bunlara  ribat denilmiştir. Bu yapılarda çok büyüktü ve sınırların korunması için burada askerler konaklarlardı. Sınırların büyümesi ile bu yapılar devlet içerisinde kaldılar. Bu zamandan sonra ribatlar, Kervansaraylara dönüştürüldü.

Kervansaray, ya devlet tarafından ya da bir hayırsever tarafından yaptırılır. Kervansaraylarda 3 gün boyunca ücretsiz bir şekilde konaklanabilir. Ancak 3 günden sonra ücretli bir şekilde kalınabilir. Kervansarayın içerisinde odalardan atların kalacağına kadar her yer bulunmaktaydı. Büyüklükleri ticaret yoluna göre değişmektedir. Ancak çoğu çok büyük bir yapıya sahip olmaktadırlar.

Kervansarayların ticaret yolları üzerine yapılma nedenlerinin başında ticareti geliştirmek gelmektedir. Ticaretin gelişmesi devletlerin de gelirlerinin artmasını sağlar. Ticaret yolları üzerine bolca kervansaray yaptırılırdı. Özellikle İpek Yolu üzerine bolca yaptırılmıştır.  Genellikle iki kervansarayın arası kervanların bir günde katedecekleri mesafe arasında olurdu. Bu sayede kervan her gün dışarıda kalmaz ve bir kervanda kalırdı. İçeriye giren dışarıya belirli saatlerde çıkabilirdi. Akşamları çıkış yasaktı. Ancak dışarıdan gelen içeriye girebilirdi.

Anadolu’da ticaret olduğu müddetçe kullanılan bu kervansaraylar, maalesef Anadolu’nun ticaret merkezi olmasından çıkması ile boş kaldı. Bu yapılardan çoğu günümüze kadar gelemedi. Bir kısmı ise restorasyon çalışmaları ile ayakta tutulabildi.